Pedallayarak Gürcistan 17.Gün Mestia Etnografya Müzesi (14.08.2014)

    Zuruldi tepesinden bisikletlerimizle hızlıca inip Mestia girişinde bulunan Mestia Tarih ve Etnografya müzesine vardık. Bisikletleri bahçeye bıraktık, üstüne üstlük de kilitlemedik.

Girişte görevliler yine Zurath ile konuşup ondan ücret almayacaklarını söylediler. Bana da bunu üstüne basa basa söylediler, Sanki Zurath'dan ücret almayıp benden almaları hatalıymış gibi bana açıklama yapmaya kalktılarsa da "No Problem" dedim. 3,5 Lari ödeyerek müzeye girdim.               

  Müzede fotoğraf çekmek yasak olsa da flaşı kapatarak fotoğraf çektim.  

Müzeyi gezerken Anadolu kültürüyle uyuşan bir çok parça gördüm. Sonuçta Roma, Bizans gibi imparatorluklarla aynı yönetim altında yaşadılar. Ama benim fark ettiğim şey ise Anadolu'dakilerle akrabalıkları. Svan bölgesinin Anadolu ile bağlantısı olduğuna dair düşüncelerim daha da arttı. İşin ilginç tarafı Gürcistan'ın genelinden daha çok Svanların ortak yönleri olması.                 

Pedallayarak Gürcistan 17.Gün Mestia Zuruldi Tepesi Gezisi (14.08.2014)

   Sabah saat 10 sularında uyanmıştım. Banyoda duşumu alıp mutfağa doğru yöneldiğimde evin kızı Nano kahvaltımın bahçede hazır olduğunu söyledi. Kahvaltıya doğru geçtiğimde, Nano'ya nereleri gezebileceğimi sorup öğreniyordum. Hatsvali dedikleri teleferikle Zuruldi tepesine çıkmamı ve oradaki restoranda bir şeyler içmemi teklif etti. Mestia şehrinde etnografya müzesi ve şehir merkezinin ardından svan savunma kulelerini gezmemi tavsiye etti. Phaliani ailesine ait savunma kuleleri varmış ama kapısı kilitli dedi.

 Sabah kahvaltısında Khachapuri olmazsa olmazlardan, peynir ise kalite yönünden Türkiye'de benzeri yok cinsinden. Peynir yapımında Türkiye'den giden mayaları kullanıyorlar. İnekleri ise Türkiye'de Doğu Anadolu bölgesinde bulunan kırmızı renkli ineklerden. Yalnız bizde çelimsiz olan inekler kafkas dağlarında daha semirmiş olarak karşımıza çıkıyor. Kendilerinin de birçok inekleri olduğunu ve dedesinin daha yukarı rakımda bulunan koruldi gölü çevresinde ineklere baktığını anlattı. Dedesi oradaki kendilerine ait kulübede yaşıyormuş.

Yoldaki Yaşlı Adam ve Atı

Soğuk ve karlı bir kış günüydü. Aracımın dışı buzlu, içi buğulu camından zorlukla dışarıyı görerek ilerliyordum.  Yolun sağında hayal meyal birinin el salladığını fark ettim. Geride kalan kişiye dikiz aynasından
baktığımda hali perişan üşümüş yaşlı birini görüyordum. Yolda tanımadığım kişileri aracıma almaya çekinmeyen biri olduğumdan hemen durup gelmesini bekledim.
-Yaşlı Adam : Selamun aleyküm.
- Seyyah : Aleyküm selam amca.
-Y.a : Baştan söyleyeyim sana verecek param    yok.