Google+ Mestia'da Gürcistan ve Anadolu Tarihi üzerine Sohbetimiz - Seyyah-ı Sohbet

13 Ağustos 2014

Mestia'da Gürcistan ve Anadolu Tarihi üzerine Sohbetimiz



Mestia'da ücreti karşılığında evlerinin bir odasında misafir olduğum Phaliani ailesinin reisi öğretmen Murtazi Phaliani'nin doğum günü kutlamasında davetliler ile yaptığımız sohbetten kesitler...



  Masaya davet edilip oturduğumda şarap içmem yönündeki ısrarlarını, kola içebilirim diyerek savmıştım. Ama kolaya bakarak bana gülüyorlardı. Bir ara üzüm yiyorsunuz ama neden? şarap içmiyorsunuz? sorusunu da sordularsa da Haram diyerek cevapladım ve ısrarları sonlandırmak için konu değiştirdim.


- Müdire : Nereden geliyorsun?
- Seyyah : Türkiye
- Müdire : Neden başka yer değil de Svaneti'ye geldin?
- Seyyah : Siz, bizim komşumuzsunuz ve merakımdan geldim.
- Müdire : Neden deniz kenarına gitmedin de buraya geldin?
  Ortada bir güven sorunu olduğunu fark ettim. Ortamı yumuşatmam ve turist olduğumu kabullendirmem gerektiğini fark ettim.
- Seyyah : Ben meraklı bir insanım. Dağları, ormanları ve köyleri dolaşmayı severim. Sizin kültürünüzü de internetten okudum. Bisikletle gezilere çıkmayı ve yolda herkesle selamlaşmayı ve onlarla sohbet edip, blogumda yazmayı seviyorum.
  Bu cevabımla tatmin olmuşa benziyordu.
- Müdire : Rumi misin?
  (Bu soru nereden çıktı diye düşünürken, Tsqaltubo çıkışında genç kızın, beni tanımlamak için yine Rumi kelimesi kullandığı aklıma geldi. Biraz afallasam da hemen toparlanıp düşünmeye başladım. Aklıma Celaledin-i Rumi ismi geldi. Eğer biz onu Rumi diye adlandırıyor isek onlarda bizi o adla çağırıyor olabilirdi.)
- Seyyah : Tsqaltubo şehrinde de bana Rumi dediler. Neden siz bize Rumi diyorsunuz?
- Müdire : Çünkü Anadolu Rumidir.
   ( Hadi canım diye içimden geçirdim. Bu konuyu daha fazla derinleştirmeliydim.)
- Seyyah : Ama İslam orduları ve Türkler Anadolu'da Roma imparatorluğunu yendiler.
- Müdire : Evet ama sadece askerler öldü. Halk yine orada kaldı.
- Seyyah : Peki siz kimsiniz? Aşağı Svan bölgesinde bana Urartular ve Kapadokya'dan geldiğinizi söylediler. Doğru mu?
- Murtazi : Evet eskiden Kudüs'de yaşarmışlar. Sonra kapadokya'ya, oradan Trabzon Rum imparatorluğu'na oradan da buraya gelmişler.
- Seyyah : Söyledikleriniz, bizim tarih kitaplarında yazmıyor. Bu konuda çok fazla bilgim yok.
- Murtazi :Eskiden Anadolu'da bizler yaşıyorduk. Urartular da biziz.
-Seyyah: Urartular siz misiniz? Urartular Van'da imiş.
-Murtazi : Urartular biziz.
- Seyyah : Urartuların yok olduğu da söyleniyor. Ermeniler'de Anadolu'nun kendilerine ait olduğunu söylüyor.
- Murtazi : Anadolu'nun 10'da 9'u bizim 10'da 1'i Ermenilerindir. (Bunu söylerken ermenilere karşı biraz düşmanlık hissetmiştim.)
- Seyyah : Siz Ermenileri neden sevmiyorsunuz?
   Uzun dava der gibi el ve kafalarını salladılar.
- Seyyah : Türkiye'de Vangölü'nün kıyısında Bitlis diye bir şehir var. Yaşlılar Bilis diyorlar. Tbilisi ismi ile bağı olabilir. Siz kelimenin sonuna "i" koyuyorsunuz. T-Bilis-i
- Murtazi : Evet, bu bölge çok karışmış.
- Seyyah : Gürcistan gezim boyunca gördüğüm yüzler pek yabancı gelmedi. Gördüğüm yüzlerden 10'da 7'si tanıdık gelmişti. Masada oturanların fiziksel yapılarının kopyası Türkiye'de var.
 Bu söylediğimi ilginç bulmuşlardı.


  Konuşmayı sürdürebilecek ortak tarih bilgisi bizim okullarda anlatılmamıştı. Bizim tarihimizde Gürcü diye bir şeyi bile hatırlamıyorum. Dolayısıyla konuyu tarih'den kültürlere kaydırıp milliyetçi konuşmalarından kaçtım.



- Seyyah : Peki siz Türkiye ile birlikte, Avrupa birliği benzeri topluluğu kabul eder misiniz?
 Biraz dudak bükme ile birlikte olabilir dediler.


- Seyyah : Sizin ülkeniz çok ilginç. Petrol ve otomobili dışarıdan alıyorsunuz. Otomobil ve petrol kullanımını kısıtlamak için vergi uygulamıyorsunuz. Halk gereksiz petrol harcıyor.
- Müdire : Vergilerden hiç bahsetme. (vergilerden yakınıyordu.)
- Seyyah : Türkiye'de benzin fiyatı 5 TL ve 2,4 dolar yapıyor. Sizin paranıza göre 4,1 GEL yapıyor.
  Bunu duyduğunda gözleri yuvasından fırlamıştı. Gürcistan'da akaryakıt fiyatları 2,2 GEL civarındaydı.



 ***Gürcistan gezim boyunca insanların Gürcü olup olmadığını öğrenmek için ; "Are you Georgian?" diye sormuştum. Herkes yes. demişti. Sonradan mensup olduğu halkı söylemişti. Sonradan fark ettim ki, Are you Georgian? demek ; Siz Aziz George'nin takipçisi misiniz? anlamına geliyordu.

   Ruslar burayı Gruzia diye adlandırıyordu. Aslında kendilerini kartvel diye adlandırıyor ve ülkelerini de "Sakartevelo" olarak söylüyorlardı. (Kelimenin başında "Sa" eki yeri-toprakları anlamında kullanılıyor.) Gürcü kelimesinin bize de iranlılardan geçtiği söyleniyor. Tiflis'de sohbet ettiğim orta yaşlı kişi Gürcü kimliğini kabul etmiyor, ben İmereti'yim diye konuşuyordu.
  Gezim boyunca etnik kimlik olarak kendini Gürcü olarak tanıtan birini görmedim. Türkiye'ye çeşitli nedenlerle göçen kişilerin kendilerini Gürcü olarak tanıtması, bana garip gelmeye başladı.
 Bu arada Yunan kelimesi de Gürcü kelimesi gibi anlamsız kalmış.


 ***Türkiye'ye döndükten sonraki zamanlarda okuduğum akademik belgelerde Anadolu Selçuklu devletiyle bir çok kez savaşıldığını ve Kraliçe Tamar'ın 1202 yılında eski adı Basiani olan ve şimdiki adı pasinler olan yerde Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Süleyman Şah ( Rükneddin Süleyman Şah'ı ) savaşta yendiği yazıyordu. 

   Daha sonraları da bir çok kez savaşıldığını da okudum. Gürcü ordusunun Ahlat'a kadar ilerlediğini ve şehri muhasara etmesine karşın şehri alamadığı da okuduklarım arasında.
  
  Tarihe meraklı iseniz akademisyenlerimizin çevirdiği veya yazdığı makaleleri internetten araştırarak bulabilirsiniz. Çok ilginç bilgilere rastlayacağınızı belirtmek isterim.

İyi okumalar...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder